Erken Aşure

Aşure ayı bu sene Temmuz'a denk geliyormuş. Temmuz'a kadar beklemek olmaz diyerek, bence tam bir kış tatlısı olan bu bereketli aşı yılın ilk günlerin, nar ve portakal sezonu bitmeden pişirelim istedim. Ben bu iki meyveyi aşureye çok yakıştıranlardanım. Öyle ki dolabın köşesinde kalmış bir portakal görsem, "Hadi aşure pişirelim!" diyecek kadar aşure meraklısı biriyim. 10 yılın sonunda o kadar çok pişirmiş olmalıyım ki aşureye pek de bayılmayan Murat, artık kaderine razı geldi ve aşuresever bir insana dönüştü.

Az şeker, bol kuru meyve ile tatlandırdığım aşure, Leylâ'nın da favori yiyeceklerinden biri olacağa benziyor. Tencerenin başında "Aaaaaaşure istiyorum" diyerek dolandı durdu. A'yı da uzatıyor nedense, pek komik.